21.11.2011

Midpoint-İstiklal

Merhaba!
İlk yazımı gitmekten çok keyif aldığım, çok sevdiğim bir mekanla yapmak istedim. Bugün Midpoint- İstiklal'deyiz. Galatasaray lisesini geçtikten sonra, yani bana göre İstiklal'in ikinci yarısında, Odakulenin çaprazında konumlanmakta olan mekan
güzel bir Boğaz manzarasına sahip. Yaz günleri güneşin denize yaptığı yansımalar arasında süzülen vapurları, bazen yelkenleri, yatları, hatta ticaret gemilerini izler, kendinizi daha çok tatilde hissederken; aslında İstanbul'da deniz olduğunu fakat bizim bundan faydalanamadığımız gerçeğiyle yüzleşiyoruz. Özellikle akşamları mekan ambians ve manzarayla harika bir voltran oluşturup sizi büyüsü altına alırken, geçen saatleri de farketmenizi engelliyor. Yani İstanbul'u gözleriniz kapalı dinlerken pek bir haz duyamıyorsanız, buraya gelip gözleriniz kocaman açık izlemenizi tavsiye ederim.


 
Peki mekanı çekici kılan sadece manzarası mı? Bir mekana niçin gideriz? Neden orası joker kart gibi hep aklımızın bir köşesindedir? Hizmet, kalite, ambiyans, mutfak, fiyat, konum, vs. vs... böyle sürer gider, ama akla ilk gelen kriterler bunlardır.


Önce mutfağıyla derinlemesine başlayalım. Midpoint menüsü resmen bir derya, herkes kendi zevkine uygun birşeyler bulacaktır mutlaka.
Başlangıçlarda fiyat 6,5 TL - 21 TL arası değişiyor. Patates tava gibi emektar bir tanıdıktan, dana carpaccio'ya uzanan bir liste var.
Yine başlangıçlarda Günün Çorbası da mevcut, 1 Eylül- 1 Mayıs arası serviste ve fiyatı 6,5 TL ile başlangıç menüsünün en düşük fiyatlı seçeneği.
En yüksek fiyatı ise 21 TL ile Peynir Tabağı kapıyor.
Neler var bu peynir tabağında? Rokfor Peynir, Keçi Peyniri, İsli Peynir, Eski Kaşar, İzmir Tulumu, tane hardallı guava peyniri & emmantel peynir. Kesinlikle şarap severlerin tercih edeceği bir başlangıç tabağı.
 Salata yemeyi çok seviyorunuz ve yeni tatlar mı arıyorsunuz? Sezar Salata gibi bir eski dost da, Falafel Salata, Mangolu Somon Salata gibi merak uyandıran salatalar da mevcut. Ben Sezar salatayı inatla sadece Tavuklu Sezar seçeneğiyle veren mekanları anlamıyorum, o yüzden Midpoint Klasik Sezar Salatayı menüsünden mahrum etmediğinden benden onlara bir +  
Diyette misiniz? Diyet menüyle seçenek sayınız artarken, porsiyonların kaç kalori olduğunu yanında belirtmeleri kontrolün elinizde olduğunu hissettiriyor. Sürekli olarak gözüme takılan fakat bir türlü deneyemediğim diyet yemeklerini bir gün bu laneti bozup deneyeceğim.

Ana yemeklerde seçenekler okadar çok ki; deniz ürünlerinden, kırmızı ete, tavuğa, makarnadan pizzaya kadar upuzun bir liste var. Hepsi de ayrı sayfalarda listeli, yani 2 makarna 2 pizza 3 deniz ürünü değil. O yüzden dedim ya Midpoint'in Menüsü bir derya fakat,kararsızsanız(benim gibi!) hele ki ne yemek istediğinize dair hiç bir fikriniz yoksa o deryada boğulma riskiniz de yükseliyor. Şahsen 30 dakika yemek seçiminde kitlendiğimi biliyorum. Kalabalık olarak bir mekana gidilince pek de iyi sonuçlar doğurmuyor bu.
Bakalım burada neler denemişim.



        -- Kızarmış Ravioli--

Sıradan başlayalım, uzun süredir görüşemediğim çok yakın arkadaşım C. ile büyüyü bozup görüştüğümüzde bende de bu blog fikri yeni ortaya çıkmıştı, ilk çekimler o günden. Başlangıç olarak, merak edip denemeye karar verdiğimiz Kızarmış Ravioli var. İçinde 5 çeşit peynir varmış. İkimiz de deneyip farklı farklı peynir isimleri söyleyince dayanamayıp Garson'a sorduk. Sonuçta ikimiz de haklı çıktık.
Tad değerlendirmesi; iki kişiyseniz bu ravioli sepeti fazla gelecektir. Normalde suda haşlanarak sonra da bir tavada kremayla pişiminin ikinci aşamasına gelen Ravioli'nin tüketimi kolayken, aynı Ravioli kızartılıp, peynirlerinin tuz ve yoğun tadları yağ ve yumurta ile buluşunca, bir noktadan sonra ağır gelebiliyor. Yanında verdikleri sos, dereotlu, yağlı, içinde mayonez olduğunu tahmin ediyorum. Maalesef falza bir bilgi elde edemedim. Bu sos yerine Creme Fresh gibi daha hafif tuzsuz ve baskın olmayan bir sos verseler Kızarmış Ravioli daha rahat yenirdi. Menüde kesinlikle bundan daha güzel  başlangıç seçenekleri mevcut.

Sırada benim için de bir klasik olan "Kasik Sezar Salata var.


Hem tok hem hafif hissettiren, bol malzemeli,. bol leziz bir salata. Sosu tam kıvamında. Ülkemizdeki Sezar salatalar genelde başarısızdır, sebebi ise salatayı özel kılan Sezar Sos'un içinde kullanılan Worcestershire Sos'un burada bulunmaması/ zor bulunması. Worcestershire Sos içinde sirke'den şekere, sarımsak ve ançüeze uzanan ilginç bir liste var, bu sos Bloody Mary gibi kokteyllerde de kullanılıyor. Peki salataya Worcestershire Sos olmazsa ne oluyor?  Ançüezi boca ediyorlar. İşte burda film kopuyor. Yoğun, baskın ve tuzlu ançüez tüm sosu ve salatayı tarumar edip sizi kötü bir salataya ve hararete mahkum bırakıyor. Sorun Ançüez değildir de şu sosun kıvamını tutturamayan şeflerdedir. Bir de üstüne mayonezi basarlar bazıları bu sosa, insanı küstürürler, o derece. Bu kadar demeç yeter sanırım.
Midpoint'in Sezar Salatası başarılı, Atom salata, o bu değil direk Marul kullanıyorlar, olması gerektiği gibi. Krutonlar bol, parmesan bol, cherry domateslerin bu salatada yeri yok ama öyle lezzetli ve şirinler ki, şikayetçi değilim. Tek bir sorunum var o da Parmesanların dibe çökmesi salatanın sonuna doğru parmesandan bir vahaya ulaşmam. Sorun bende heralde. Salatayı harmanlayamıyorum, fakat yoğun bir harmanlamaya uygun alana da sahip olamıyorum tabakta. Olsun, yine de kalp yapıcam utanmasam.


Sevgili C. ise tercihini Fish& Chips'den yana kullandı. İlkokul ingilizce kitaplarının vazgeçilmez yemek örneği,  İngilterenin ulusal yemek simgesi, zavallı İngilizlerin ne kadar trajik bir mutfak kültürü olduğunun işareti Fish& Chips.


Biraz ağır oldu sanırım... Amma ve lakin Balık yemeyi hiç sevmem. Denizden mahsüllerinden sadece deniz kabuklularını tüketiyorum. Balıkların tadını sevmediğim gibi, tabakta bana bakan bir canlıyı yemek bana üzücü ve ürkütücü geliyor. Bu yüzden C.'nin yemeğini tatmak için ilişmedim bile ama kendisi çok severek yediğini belirtti. Porsiyonlar yine doyurucuydu, balıklar güzel bir altın renginde servis edilmişti. Çiğ olmasın diye rengi kahveye kaçmamıştı ya da aman rengini korusun diye çiğ servis edilmemişti.


Başka bir gün.


Bu sefer Sevgili S. ile buluştuk. İstanbuldaki soğuklara rağmen teras güzel ısıtıldığından dışarıda oturmamız hiç sorun olmadı, yaklaşık 4 saat yemek içmek muhabbet keyfimizi hiçbir şey bölemedi. Yani kış vakti de rahat rahat vakit geçirebilirsiniz.




Başlangıcımızı Mozzarella Sticks ile yaptık. 6 parça Mozzarella Sticks altında bir dolu da elma dilim patates vardı. Eğer herkesin hoşlanabileceği bir başlangıç arıyorsanız, aradığınız başlangıç bu olabilir, kızartılmış olmasına rağmen hafif, lezzetli bir seçenek. Biz iki kişi patatesleri bitiremedik mesela. Fakat 3 kişiden fazlaysanız farklı bir seçeneğe kayın derim, ya da iki basket ısmarlayın ki porsiyon bölüşümünde sorun olmasın.


Ben o gün ana yemeğimi büyük bir cesaret örneği sergileyip Deniz mahsüllerinden yaptım. Tabii yine balık değil ama yine de cesaret cesarettir! Tercihimi İspanyol mutfağından olan Paella'da kıldım.


 

Paella ile ilgili ilginç hikayeler var, eski zamanlarda fakir halkın yemeği olduğunu, Sarayda yenen yemeklerin artıklarının bir araya toplanarak fakir halka verilmesiyle başlayan bir hikayesi olduğunu okumuştum. Bir tür ne ararsan var tarzı bir yemek olduğu için, oldukça inandırıcı. Burada fiyatı 25,50TL. Çok aç değilseniz bu yemeği 2 kişi paylaşmanızda fayda var, zira tek başına bitirebilmeniz pek mümkün değil, ama yine de istediğiniz takdirde paket yapıyorlar.
Menüde anlatılan içerik nasılmış bakalım;



 Mısır, Bezelye, Safran, Parmesan, Renkli Biber, Kereviz sapı, Beyaz Şarap, Tavuk Parçaları, Kalamar, Midye, Karides, Pavurya.
İçeriği de tadı kadar zengin. Deniz canlılarını seveelim yemeyelim diyen ben bile afiyetle yedim. Kalamarlar minicik minicik karidescikler, safran ve beyaz şarapla level atlamış pirinç, her şey çok lezzetliydi. İki sorun vardı.
Birincisi, neden kaynaklandığını anlayamadığım baskın bir tad. Balık konusunda cehaletimdendir belki bu isimlendirememe, tadını kötü yaptığı söyleyemem ama önderlik ettiğini söyleyebilirim.
İkincisi, Midyeler. Resimlerde belki farkedersiniz, midyeler fazla kuru ve tatsızdı. Tazeliğinin son demlerinde suya atılmış gibi. İki gün dışarıda kalmış tavuk göğsü kadar kuru ve içkimden büyük bir yudum aldıracak sevimsiz bir tat. Tabii o tabaktan midyeleri ekarte ederek mutlu sona ulaştım.


Peki  bu güzel İspanyol yemeğine eşlik edecek içecek olarak ne seçtim? Yine bir İspanyol güzellik seçtim tabii. Sangria!




Nedir Sangria? Kokteyl desem ayıp kaçar, enfes bir karışım. Kırmızı Şarap, Esmer Şeker, Limon Suyu, Portakal Suyu, Elma ve Portakal Dilimlerinin buluşması. Kırmızı Şarabın burukluğu esmer şeker ve turunçgil sularıyla yumuşayıp terbiye oluyor, ama kimliğini kaybetmiyor. Minik meyve parçacıkları ise işin bonusu oluyor. Kesinlikle denemenizi tavsiye ediyorum. Ben kırmızı şarabı baş ağrısı yapması sebebiyle içemem, ama Sangria'daki şarabın hiç böyle bir etkisi olmadı.


Arkadaşım ise uzun kararsızlık sonucu, Chicken Finger aldı. Pane edilmiş baby piliç parçaları, parmak patates ve Akdeniz yeşillikleri. Fiyat, 18.50 TL



Arkadaşım, bir parça tavuk daha koysalar daha memnun olacağını belirtti ki hak veriyorum, çünkü resimde olduklarından daha büyük çıkmışlar ama eğer çok açsanız bir parça tavuk daha aranabilirsiniz. Zaten tavuk da değil piliç, menüde de belirttiği gibi.  Özel bir baharat  yada marine edilmişliği yok. Ben yeniliklere çok açık değilim, fazla da yemek yemem ama tadından bir şey kaybetmesin yemeklerim derseniz bu tabak sizlik olabilir.

S., biraz hasta olduğu için buzlu ya da alkollü şeyler içmek istemediğinden Limonata tercih etti. Fakat bildiğimiz, düz sıkıcı olabilen Lİmonata değil, Zencefilli Spriteli Limonata. Alkol sevmiyor, gazlı içecekler fazla tatlı geliyor, yeni birşeyler içmek isterseniz, bir deneyin, pişman  olmazsınız.




Midpoint- İstikal, Kız-Kıza, Erkek- Erkeğe buluşmalarınızda, Aile buluşmalarnda, Günün herhangi bir saatinde yemek ya da içkinizi yudumlamak için, doğumgünü kutlamalarında için uygun bir mekan.
Hizmet: 4/5
Garsonların hizmeti ve iletişimi olması gereken düzeyde. Ne soğuklar ne de laubaliler, ne başınızda nöbete dikiliyorlar ne de bulmakta zorluk çekiyorsunuz. Neden bir puan kırdım? Çünkü Başlangıçlarla beraber servis vermediler, önümüzde çatal bıçak tabak yoktu. Diğer sebebi ise, siparişimizi almak için gelen garsona karar vermediğimizi söyleyip, lafıma bir soruyla devam ederken geri dönüp gitmesi oldu. Arkadaşımla oldukça şaşırdık. Bu tür durumlar insana kendini kötü hissettirir, bir tür aşağılanmak, yok sayılmak gibi. Ben iyimser düşünüp  Garson bey'in duymadığını varsaymak istiyorum.


Lezzet: 4.5/5
Denediğim ve memnun kalmadığım yemek hatırlamıyorum, evet burası Michelin yıldızlı superb bir fransız restorantı değil, ama aldığı fiyatı yemeklerin lezzet ve porsiyonlarıyla ve hizmetiyle karşılayan bir mekan. Yemekteki baharatların, tatların harmanlanması başarılı olan bir mekan. Sürekli kalabalık olmasına rağmen, hiçbir zaman yemek servisinde gecikme, aksilik ve aksaklık yaşamadım. Ve arkada yer alan  mutfak dediğimiz, 60 derecelik küçük cehennemde bu yoğunlukta hata yapmamak takdire şayandır her zaman.


Ambiyans: 4/5
İç-dış mekan tasarım ve yerleşimi verimli ve rahat. Masalar arası hareket sorunu yaşamıyorsunuz, Işıklandırma yemeğinizi görmeyi engellemezken kendinizi sahne ışıkları altında hissettirmiyor. İç mekanın dizaynını dışarıya göre daha çok seviyorum bunu da belirtmek istedim. Tabii dışarısının manzarasını tekrar belirtmeye gerek görmedim.


Sonuç olarak Midpoint-İstiklal benden 4/5 alıyor ve cebimdeki jokerim olarak varlığını sürdürecek gibi görünüyor.


 Herkese güzel mekanlarda yaşayacağınız güzel birliktelikler, muhabbetler ve mutluluklar.

1 yorum:

meldrana dedi ki...

Cok cok coooooooook begendim! Ne yiyecegine ve nerde yiyecegine asla karar veremeyen sahsima da yol gostericinin allahi oldunuz efenim. Askitom benim.